Doç. Dr. Veysel KASAR

Doç. Dr. Veysel KASAR

Yazar
Son Görülme: 2 gün önce
Kayıt Tarihi: 311 gün önce
İnternet Sitesi
Doç. Dr. Veysel KASAR İnsan Ruhu ve Dua

İnsan Ruhu ve Dua

Dünyada yerimiz yoktu, ana rahmine gelmemiştik, meçhuller âlemindeydik. Sonra kaderin programı yürürlüğe konuldu. Sudan, topraktan, bitkilerden, gıdalar içinden mukadderât üzere bir midede yoğrulup bir bünyede vazifelendirildik. Sonra da ana rahmine intikal ettik; doğduk, ağladık, büyürken ağladık, yürürken düşüp yine ağladık. Çevremizdekileri senelerce kendi emir kulumuz gibi gördük. Gözümüzden dökülen iki damla yaş çevremizin merhamet ve şefkat damarlarını harekete geçirmeye yetti. Çünkü çocuktuk, zavallıydık ve işin en mühimi de acizdik. Aczimiz anne ve baba, abla ve abilerimizin gücünü yendi, onları hizmetimize râm eyledi; yavaş yavaş güç-kuvvet sahibi olunca da onlar bizden uzaklaştılar. İnsanın hikayesini anlatıyoruz. Yaratılışın sırlı perdeleri arasından insan olma yolundaki küçük birkaç noktayı tasvir ettik.

Henüz daha ana rahmindeyken annemiz bizim için kim bilir ne dualar etti? Onlar (ana-babamız) sağlık ve sıhhat üzere bir evlat vermesi için her namazın ardından Allah’a yalvardılar. Biz dualar arasında dünyaya geldik. Çevremizdeki büyüklerin anne ve babaya “Hayırlı olsun.” temennileri ve “Allah analı-babalı büyütsün.” dualarıyla insanlığın şerefini tattık. Evet, belki de biz minicik bir bebek iken bu duaların farkında değildik. Ama çevremizdeki insanların bizi görünce en çok kullandıkları cümlelerden birisi “Mâşâallâh!” veya “Bârekallâh!” olmuştur. Sözün kısası insan dünyaya dualar arasında geliyor ve dualar arasında yetişip büyüyor. Dua hayatımızın bir parçası…

İnsan “insan olduğunu” birçok sebeplerle fark edebilir. Fakat bunların arasında en gerçekçisi belki de dua eden kişinin hâlet-i rûhiyesidir. Muhtelif zamanlarda yerli ve yabancı, inanan veya inanmayan ilim adamlarının görüşleri basın organlarına şöyle yansımıştır: “Dua eden ve hayatında duaya inananlar daha mutlu ve huzurludur.” Çünkü duada insan “insan olarak acziyetini anlayıp kendini yaratan bir kudrete sığınma ihtiyacını” hisseder. Çünkü dua kulun Allah ile beraber olduğunun ifadesidir.

… Bu içerik bir kitaba ait olduğundan dolayı tamamıyla görüntülenmeye açık değildir. Kitabı satın almak için tıklayınız.

Doç. Dr. Veysel KASAR Giriş

Giriş

İnsanın bu dünyadaki en önemli görevi Allah’ı tanımaktır, “Ben neyim, nereden geldim, nereye gidiyorum ve niçin gidiyorum?” gibi sorulara cevap aramaktır. Yaratıcısını tanımadan günlük beşerî ihtiyaçları gidermekle yaşantısını sürdüren nice insanlarımız vardır. Böyle bir tercih aslında insanın tek taraflı görülmesiyle ilgilidir. Oysa insan hem madde hem de ruh olmak üzere iki yönlüdür. Ruh yönünü vicdan, akıl, iman ve duygularla birlikte ifade etmek daha güzel olur.

İnsanın ikinci yönü olan ruh ve ruhla ilgili kavramlar ancak dinlerin getirdikleri mesajlarla açıklanabilir. Çünkü bunları sadece yeme-içme, uyuma ve iskân, ibate ve iaşeyle açıklığa kavuşturmak imkânsızdır. İnsanın ruhi ve manevi yönünü biz Kur’ân’dan ve Kur’ân’ı açıklayan ilk kaynak olan Hz. Peygamber’in (s.a.v.) hadisleri ve hayatından öğrenmekteyiz. Kur’ân ve sünnete dikkatle eğilen alimler de bu yönümüzü içinde bulunduğumuz devre, zamana ve şartlara göre açıklamaya katkı sunmuşlardır.

Özlenen Hayat Anlayışı adlı bu mütevazi çalışmadaki temel başlıklarda yer alan iman, dua, tevekkül, infak, tövbe ve tefekkür aslında insanın hayatını anlamlı hale getiren en temel kavramlardır. Sadece maddi ihtiyaçları temin etme ve hayatı sürdürme insanın asli bir gayesi olamaz. İnsanı var eden ve hayatını binlerce nimet ve güzelliklerle destekleyen bir yaratıcıyı tanımamak insan için büyük bir kayıp ve hüsrandır. Bu yalın gerçek kimi insanlarımızın gözlerinden ırak kalabiliyor.

Kitabın ilk bölümünde bu konuyla ilgili kısa ve dikkatlerimizi iman ve Allah’a çeviren yazılara yer verildi. Bunların her birisi daha derin ve çok ayrıntılı açıklamalara girilmek suretiyle geliştirilme imkânına sahiptir.

İnsanın manevi yönüyle ilgili ikinci bir temel kavram da duadır. Dua insanın psikolojisi ve sosyal hayatı içinde büyük bir güç kaynağıdır. Duadan uzak yaşamak insan için tarifi zor bir durumdur. Biz bu çalışmada dua ve insan ilişkisinin bazı kısımlarına temas etmekle yetindik. Elbette bu başlık da farklı açılardan incelenmeyi hak eder. Kitabın hacmi içinde gençlerimiz ve insanlarımız tarafından dua ve Yaratıcı arasında bilinmesi gerekli olanlardan bazılarına burada yer verildi.

Allah’ı tanıdıktan sonra önemli bir kavram da tevekküldür. Eserde tevekkül kavramı imanın bir neticesi ve meyvesi olarak ele alınmıştır. Tevekkülün yanlış kullanımı İslâm’ın değil, insanın kusurudur. Bu kavram hakkında yeterli bilinç ve bilgi sahibi olmak İslâmî inançların bütünü içinde önemli bir yere sahiptir. Çalışmada bunların bir kısmına dikkat çekilmiştir. Tevekkülü uygun ve doğru kullanmak ruh sağlığına olumlu bir katkı sunar. Çünkü insanın aklı, imkânı ve çevresine güvenerek her şeyin üstesinden geleceği düşüncesi ifrat hale ulaşırsa fertlerin ruhsal sağlığını tehdit eden bir maraz haline gelebilmektedir.

İnsan denince hayatta hata, günah ve sürçmelerden uzak kalmak mümkün değil. Beşerin anlamı da zaten burada gizli. Hatalı ve kusurlu olmak insan olarak hepimizin temel niteliği. Ancak sadece hata ve kusura odaklanıp orada kalmak da ayrı bir eksikliktir. İşte bu noktadan Allah’tan bize ulaşan ilâhî kelam Kur’ân ve vahiylerinde insanı günahlardan arındıran bir sisteme yer vermiştir: Tövbe ve istiğfar. Tövbe bizi tamir eden; kendimize, çevremize ve Rabbimize karşı daha bir şevkle güzel işler yapmaya sevk eden önemli bir motivasyondur. İnsanın hata ve günahlarını en iyi bilen Allah’tır. Onları afv ve mağfiretle silecek olan da odur. Böyle bir inanç insanı hayata ve cemiyete sıkı sıkıya bağlar. Aksi halde günahları tanıdıktan sonra silip tamir etme yolunu bilmeyenler kendilerine ve çevreye kötülük eder. Kitabımızın bu bölümünde de gençler ve orta seviyede bilgi sahibi olmaya istekli insanlarımıza küçük katkılar sunmaya gayret ettik. Elbette ki yazanlar da hatalardan müstağni değildir.

Kitabın infakla ilgili başlıkları sosyal hayatımızın ve İslâm medeniyetinin can damarı olan bir konudur. Deprem, musibetler, savaşlar ve kesilmeyen göçler infak hasletimizin ne derece hayati bir özellik oluşunu anlatmaya yeter. Bugün Türkiye fakir ve ihtiyaç içindeki nice ülkelere yardımlar ulaştırmada dünyada ön sıralardadır. Bu başarı ve üstünlük infak hasletimiz sayesindedir. Temeli ise Kur’ân ve sünnettir. Hz. Peygamber’in (s.a.v.) “Siz yerdekilere merhamet edin ki göktekiler de size rahmet etsin.”Ebû Dâvûd Süleymân b. el-Eş’as b. Şeddâd b. Amr el-Ezdî es-Sicistânî Ebû Dâvûd, es-Sünen, thk. Şuayb el-Arnaût (b.y.: Dârü’r-Risâleti’l-Âlemiyye, 1430/2009), Edeb, 65 (No. 4941). mealindeki hadisi infak kültürümüzü besleyen can damarıdır.

Kitabımızın başlıklarında dinî vazifelere dikkat çekmenin yanında insanın hayatına anlam katan bir yaşantı modeline de yer verildi. Bu durum İslâm’ın fıtrat dini olduğunu gösteriyor. Gençlerimiz ve insanlarımızın hayatını mutlu kılan İslâmî temel özelliklerin tanınmasına bir vesile olması niyaz ve duasıyla…

Doç. Dr. Veysel KASAR Takdim

Takdim

İman, Dua ve Tevekkül ile Özlenen Hayat Anlayışı adlı bu çalışma yıllar önce bir gazete köşesinde günlük olarak kaleme alınan yazılardan oluşmaktadır.

Köşe yazıları kısmen içinde bulunduğu zamanın anlayışını yansıtır. Ancak bu yazılar üzerinde tekrar düşünüldü ve birçok ekleme ve çıkarmalar yapıldı. Günümüz gençleri ve orta seviyede dinî bilgi sahibi olanlara yönelik muhteva oluşturma gayreti gösterildi.

Yazıları bilgisayar ortamına Muhammet Suphi Kılıç geçirdi. Dikkatli bir okuyucu olmanın yanında titiz bir gözlemci de olan Kılıç’ın yazıları bilgisayar ortamına aktarırken ilk izlenimleri ve bana olan teşvikleri bu eserin ortaya çıkmasına vesile oldu. Ele alınan konuların her genç ve orta seviyede dinî bilgi sahibi bir insana faydalı olacağı ve bu yazıların değerlendirilmesi gerektiği yönündeki ifadeleri kitabın ilk nüvesini oluşturdu. Ardından elimizdeki yazıları ilgili oldukları temel meselelere göre sınıflandırdık.

Özlenen Hayat Anlayışı başlıklı bu çalışmada akademik bir gaye izlenmedi. Konular kimi yerde bir, bazen de iki sahifede bitirildi. Maksadımız İslâm ve Kur’ân soluyan ülkemizde insanların iman, dua, tevekkül, infak, tövbe ve tefekkür konularında sade bir Müslümanın sahip olması gereken bilgi hazinesine küçük bir katkı sunmaya yöneliktir. Eserin başlıklarını açıklamada Kur’ân ayetlerine, hadislere ve yer yer de Risale-i Nur külliyatındaki açıklamalara yer verildi.

Gayret bizden tevfik ve inayet her şeyi yaratan ve terbiye eden Rabbimizdendir.Mütebahhir, “Takdim” (Erişim 13 Temmuz 2024).

Doç. Dr. Veysel KASAR Doç. Dr. Veysel KASAR

Doç. Dr. Veysel KASAR

1961 yılında Manisa’da doğdu. İlkokulu köyde, lise eğitimini ise Demirci’de tamamladı. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni 1986’da bitirdi. Bir süre Tasvir, Yeni Nesil ve Yeni Asya gazetelerinde muhabir, editör ve araştırmacı olarak çalıştı. 1992-1994 yılları arasında Şanlıurfa Lisesi’nde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği yaptı. 1994’te Harran Üniversitesi Rektörlüğü Arapça ve Osmanlıca okutmanı oldu. 1996’da Kelam Anabilim Dalında “İsmail Fenni Ertuğrul ve Çağdaşlarına Göre Ruh Meselesi” adlı yüksek lisans tezini bitirdi. 1996’dan sonra Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde Felsefe ve Din Bilimleri bölümünde öğretim görevlisi olarak çalıştı. 2002’de “Halîmî’nin Şuabü’l-Îmân’ında Kelam” adlı doktora tezini tamamladı. 2019’da Doçent ünvanını aldı. Halen Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde Kelam Anabilim Dalı öğretim üyesi olarak çalışmaktadır. Evli ve üç çocuk babasıdır. Yazarın; alanıyla ilgili akademik dergilerde makaleleri, sempozyumlarda sunulmuş ve yayınlanmış tebliğleri bulunmaktadır.

İçerik bulunamadı.
Hakkında

1961 yılında Manisa’da doğdu. İlkokulu köyde, lise eğitimini ise Demirci’de tamamladı. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni 1986’da bitirdi. Bir süre Tasvir, Yeni Nesil ve Yeni Asya gazetelerinde muhabir, editör ve araştırmacı olarak çalıştı. 1992-1994 yılları arasında Şanlıurfa Lisesi’nde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği yaptı. 1994’te Harran Üniversitesi Rektörlüğü Arapça ve Osmanlıca okutmanı oldu. 1996’da Kelam Anabilim Dalında “İsmail Fenni Ertuğrul ve Çağdaşlarına Göre Ruh Meselesi” adlı yüksek lisans tezini bitirdi. 1996’dan sonra Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde Felsefe ve Din Bilimleri bölümünde öğretim görevlisi olarak çalıştı. 2002’de “Halîmî’nin Şuabü’l-Îmân’ında Kelam” adlı doktora tezini tamamladı. 2019’da Doçent ünvanını aldı. Halen Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde Kelam Anabilim Dalı öğretim üyesi olarak çalışmaktadır. Evli ve üç çocuk babasıdır. Yazarın; alanıyla ilgili akademik dergilerde makaleleri, sempozyumlarda sunulmuş ve yayınlanmış tebliğleri bulunmaktadır.


Profil Fotoğrafı

Son Görülme
16 Mayıs 2025 16:40

Kayıt Tarihi
11 Temmuz 2024 14:22